Hayatin içinden Yazılar

Dr.Hüsyin Kami BÜYÜKÖZER

Ortadğu kaynıyor.Bütün Ortadoğu adeta bir cadı kazanına döndü. Müslümanların yer yer uyanışı ile birlikte bütün şer güçler ayağa kalktı. Her köşe başında kanlı cinayetlerini sergiliyorlar.

Filipinlerden Batı Sahra’ya kadar, Afganistan’dan Afrika müslümanlarına varıncaya kadar İslam toprakları ateş içerisinde…Ağırlık noktası ise Kudüs…Hz.Süleyman(a.s.)’ın inşa ettiği mescid. Müslümanların ilk kıblesi, Hz.Peygamberimiz(s.a.v)’in Mirac’a çıktığı yer. Bugün ise katliam korkusuyla karşı karşıya. Kafirler, Yahudisi ile Amerikası ile Rusyası ile, her an birlik beraberlik içinde.Tek gayeleri Müslümanlara İslam’ca yaşama hakkı tanımamak, baş kaldıranları ezmek, geride kalanları sömürmek…Tek cümle ile Hak ve Batıl mücadelesi bu. Ne var ki Hakkı temsil edenlerde mecal yok, et ve kemik yığınından ibaretmiş gibi bir görüntü sergiliyorlar. Ümmetin çoğunluğu gaflet içinde, başlarına musallat olan sahte kahramanlara aldanmışlar. Mısır, Suriye, Irak, Sudan, Suudi Arabistan, Libya, Cezayir, Tunus, Fas ve benzerlerinin durumları bu.

Uncategorized

Dr.Hüsyin Kâmi BÜYÜKÖZER

PARALEL MÜSLÜMANLIK HAREKETİNİ MİLLETİMİZ GERİ PÜSKÜRTTÜ!makalemiz sosyal medyada yayınlanınca bazı kardeşlerimiz Parelel Müslümanlık da ne demek? diye sual ettiler. Aslında bu konuyu eski cumhur başkanlarımızdan rahmetli Turgut Özal beyle Sanayi ve Teknoloji Bakanlığındaki makam odamda 1978 yılında yaptığımız görüşmeyi konu alan yazımda ilk defa anlatmış idim. O günkü siyasi boyutunu, ABD’nin Türkiyedeki İslami çalışmalara karşılık uygulamaya koyduğu alternatif siyasi faaliyetleri ve aksiyonları dile getirmiştik.( https://www.hayatinicinden.com/kami-alaturka-gidiyorsunuz.htm#more-118).

Bu yazımda konumuzu, çok güzel dile getiren Mehmet TALU Hocaefendinin Ilımlı İslam nedir? Başlıklı yazısından alıntı yaparak anlatmak istedim.

Ilımlı İslam, batılı güçlerin yürüttüğü bir yozlaştırma politikasıdır. Ilımlı İslam, İslam ülkelerinde radikal İslami hareketlerle ilişkili istikrarsızlık ve bunun getireceği siyasi sonuçların, Amerikan ve Batı karşıtlığı hareketlerine, güvenlik zafiyetlerine ve olası menfaat kayıplarına sebep olmasının önüne geçmek için ABD düşünce kuruluşlarında geliştirilip hükümet tarafından desteklenen modernist İslam yorumudur.

Unutmayalım ki tek kurtuluş yolu gerçek İslâm’dır. Din sömürücüsü münafıklar ve arivistler gerçek İslâm’ın yerine uydurma, düzmece bir ılımlı, light İslâm çıkartmak istiyor.

Uncategorized

15 Temmuz 2016 Bizim İçin bir Milat Oldu

Dr. Hüseyin Kâmi BÜYÜKÖZER

SEN KİMİN ASKERİSİN ARKADAŞ?

Allah(cc) buyurdu : “Onlar hileye başvurdular, Allah da onların tuzağını boşa çıkardı. Allah hileleri boşa çıkaranların en hayırlısıdır.” (Âli İmran 54).

Her dönemde ülkemiz üzerinde bir hançer gibi sallandırılan darbe ve darbecileri milletimiz 15 Temmuz gecesi bir daha çıkmamak üzere toprağın derinliklerine gömmüştür. Bu gecenin sabahı milletimizin ve mazlumların bayramı olmuştur. 15 Temmuz darbe kalkışmasından sonra milletçe şahlanışımız büyük bir heyecanla devam etti. Bir yıl geçmesine rağmen bu hain girişimi planlayanları, sözde askerlerini ,figüranlarını o günden itibaren kesinlikle unutmadık. Böyle bir hareketin bir daha oluşmaması için milletçe çaba gösterdik. Göstermeye devam edeceğiz.

Türkiyemiz 15 Temmuzda korkunç bir kâbus yaşadı. Kendi nüfus cüzdanını taşıyan ve kendi görevlendirdiği insanlar tarafından bulundukları devlet kurumlarından gasbettikleri milletin silahı ile, milletin uçağı ile, milletin helikopteri ile, milletin tankı ile topyekün bir milleti yok etmeye çalıştılar. Ama Allah onlara bu fırsatı vermedi. En ince teferruatına kadar hazırladıkları ihanet bombası ellerinde patladı.

Siyaset

Dr. Hüseyin Kâmi BÜYÜKÖZER

Körfez ülkelerinde yaşanan tüm krizlerin temelinde, maddi manevi İslam düşmanlarıyla birlikte olan Birleşik Arap Emirlikleridir.

En son Katar tecriti ile tekrar dünya Müslümanlarının dikkatlerine gelen Birleşik Arap Emirlikleri, Müslümanlara faydalı olan her ne varsa muhalif olarak görülmektedir.

İsrail ile Müslümanlara karşı zülümde işbirliği, Gezi olayları ve 15 Temmuz hain FETÖ darbesine maddi desteği ve en son Katar krizi, sadece ülkemiz açısından değerlendirilebilecek örneklerden bazılarıdır.

Biz yıllardır meşgul olduğumuz Helal Sertifikalama çalışmalarımız sebebi ile yıllar önce bu devletin hainliklerini yakından yaşıyoruz.Helal Sertifkalamayı birçok ülkelerdeki Müslümanlar olarak korumamız gereken en önemli ve en son kalelerinizden biri olarak görmekteyiz. Ancak bu kaleye de Gayri Müslimlerin girmesini isteyen, teşvik eden ve uygulayan bir zihniyet ve kurum var. Arkasında kim mi var dersiniz? Maalesef Birleşik Arap Emirlikleri.

Uncategorized

Uncategorized

Dr. Hüseyin Kâmi BÜYÜKÖZER

Halihazırda,“Helal Sertifikası veren yapı Müslüman değil”MİŞ(!)

Basın açıklaması yapan Ekonomi Bakanı böyle söylüyor. Baştan aşağı gerçek dışı bir iddia. Alttaki yazımız bu gerçeği açıklayacaktır.

Bilim ve teknik alanlarındaki yeni teknolojilerin birçok endüstride kullanılmasıyla birlikte, geleneksel olarak tüketilen gıdaların yerine, üretimlerinde birçok katkı maddesinin kullanıldığı işlenmiş ürünleri görmekteyiz. Çeşitli ürünlerin market raflarında yerini almasıyla birlikte, dünyada nüfusu 2 milyardan fazla olan Müslümanlar bu ürünlerin menşeelerini sorgulamaya başlamıştır.

Bitkisel, mikrobiyel ve hayvansal kaynaklardan elde edilmiş pek çok katkı maddesinin farklı amaçlarla ürünlerde kullanılması ve bunun sonucunda pek çok endüstriyel ürünün tüketici ve kullanıcılara sunulması, aynı şekilde büyük mezbahalarda veya entegre tesislerinde hayvanların kesimlerinde Helal kesimin dışında farklı modern yöntemlerin uygulanması, bitki ve hayvanların genetik yapılarına müdahale edilmesiyle pekçok sektörlerde kullanımı, piyasadaki ürünlerin “Helal” olup olmama durumunu gündeme getirmiştir.

Uncategorized

“Allah Teâlâ Hazretleri hastalığı da ilacı da indirmiştir. Ve her hastalığa bir ilaç varetmiştir. Öyleyse tedavi olun. Ancak haram olan şeyle tedavi olmayın.” [Ebu Dâvud, Tıbb 11, (3874).]

Dr.Hüseyin Kâmi BÜYÜKÖZER

Batı kaynaklı dev ilaç endüstrisi Musevileri ,Vejeteryanları düşündüğü kadar Müslümanları düşünmemektedir. Bunun en önemli sebebi 2 milyar nüfusa sahip olmasına ragmen, Müslüman ümmetin bu duruma sessiz kalması. Bunun da en önemli sebebi, Müslüman ulemanın fetvası ile, yüz yıldır zaruret kavramına sığınarak müslümanların helal ilaç arama gayretinin yok edilmesi ve buna bağlı olarak Müslüman bilim adamlarının ve müteşşebislerin helal alternatifler oluşturma gayretine girmemiş olmasıdır. Dev ecnebi ilaç firmaları ise, 40 yıl önce planladıkları ‘’Daha Çok İlaç Satmak İçin Hastalıklar İcat Edelim’’ projelerini son 20 yılda gerçekleştirme imkânı buldular. Bu projelerinin en büyük tüketici pazar kitlesi ise ne yazık ki Müslüman tüketiciler olmuştur.

Hastalıklardan kurtulmak için kullandığımız kapsullü, filim tabakalı, şurup ve krem tarzındaki ilaçların içeriklerinin birçoğu Müslümanlar için haram kılınan maddelerden meydana gelebilmektedir. Sağlık sektöründe eğitim görmüş Müslüman doktor ve eczacılarımız başta olmak üzere bilim adamlarının konuya acilen sahip çıkmaları gerekmektedir. Ne yapmalı? Helal ilacı nasıl bulmalı? Müslümanlar olarak düşünmek zorunda olduğumuz en önemli konularımızdan biri olmalı. İlaç içeriklerinin İslam’a uygun olması için gerekli çalışmaları biran evvel yapmalıyız. Bu gereksinimin temininde baş sorumlu olan, Müslüman tebanın vergileri ile varlığını devam ettiren, Sağlık Bakanlığı artık bir an evvel gereğini yapmalıdır. Halen müslüman hastalara ilaç olarak sunulan preparatların yüzlercesi domuz , sığır, koyun, at, fareye, yılana kadar hayvansal katkı ve alkol içermektedir. Bu ilaçlar ya kapsulde sunuluyor, ya filim tabakalı tablet, ya şurup olarak, ya krem olarak, ya şırınga ile, veya serum ile müslümanın vucuduna giriyor. Müslümanların çocuklarına görevlilerin tehdit ederek vurmaya çalıştıkları kabakulak, kızamık, kızamıkçık, kuduz, hapatit A , pnomokok gibi aşılarda da domuz kökenli katkılar bulunmaktadır.

Uncategorized

ALMANYA, İSVİÇRE, HOLLANDA KENDİLERİNE BİÇİLEN ROLU OYNUYORLAR…

Dr. Hüseyin Kâmi BÜYÜKÖZER

Batıda kaldığımız süre içinde batıyı bütün yönleriyle yakından tanımak ve tetkik etmek imkânını bulduk. Tanıdıkça dehşete düştük. Batı şeytanla öyle güçlü ittifaklar kurmuştu ki, insanın ana rahmine düşmesinden, mezara kadar temiz ve salim kalmaması için akla hayale gelebilecek ne kadar plan ve tedbir varsa, adeta harfiyyen bunları yerine getirmeye çalışmış. Allâh (cc)’ ı ve Allâh (cc)’ ın insanlara bahşettiği Kur’an’ ın hakikatlerini inkar ettirmek yolunda asırlar boyu kafa patlatan Batının emperyalist istilası sadece askeri, siyasi ve ekonomik olmamıştır. Belki bunlardan da daha büyük ve şumüllüsü manevidir. Batı oldum olası düştüğü inkârcı ve materyalist bataklıktan kendini kurtarmak yerine bütün insanlığı aynı bataklığa düşürme içerisinde kalmayı tercih etmiştir.Bu yüzdendir ki bütün dünyaya karşı yürüttüğü istila saldırılarının temelinde, kendisinde olmadığı için, korkunç bir kıskançlığın içerisinde kaldığı, manevi değerleri yıkmak için akla hayale gelmedik entrikaları, planları olmuştur. Silahla ulaşamadığı yerlere ekonomi ile, ekonomi ile ulaşamadığı yerlere fikirle, moda ile, teknik ile girmede büyük bir başarı göstermiştir..

Uncategorized

Dr.Hüsyin Kâmi BÜYÜKÖZER

Gıda güvenliği, hiç kuşkusuz toplumun ayakta kalabilme fikrinin merkezine etki eden olarak İslam ülkelerinin bugün yüz yüze kaldığı en önemli bir sorundur.

Gıda güvenliğinin varlığından söz edebilmemiz için, tüm toplumun, bütün zamanlar boyunca, etkin ve sağlıklı bir yaşam tarzı için inancına uygun beslenme ihtiyaçlarını ve gıda tercihlerini karşılamada yeterli, güvenli ve besleyici gıdalara fiziksel ve ekonomik olarak erişebilir olması şarttır. Bu sebeple, bu sadece gıda elde edebilme sorunu değildir. Fakat aynı zamanda halkın gücünün gıdaya erişebilmesi sorunudur ki, dağıtım sistemiyle, ödeme gücü ile ilgilidir

Ulusal bağımsızlığını kazandıktan sonra birçok Müslüman ülkelerin tarım ve gıda üretimi bağımlı hale geldi. Bunlar, global pazarda, özellikle temel tarım ve gıda ürünleri açısından, dünya gıda pazarının üreticileri ve tedarikçileri olarak yer aldılar. Ancak, Batı odaklı global ekonomide, bu tarım ve gıda hammaddeleri katma değeri bakımından çok küçük veya yok denecek kadar azdı; tüketici nüfuslarını beslemek için onlar ileri işlenmiş gıda ürünleri aldıklarında, çok daha fazla para ödemek zorunda kaldılar.

Uncategorized

Bilindiği üzere, günümüzde çeşitli günlere özel anlamlar atfedilerek kutlanmaktadır. “Anneler günü”, “Babalar günü”, “Sevgililer günü”, “Dünya Gençlik günü”, “Dünya Gıda günü” bunların sadece öne çıkan birkaçı. Bizler için çok önem arzeden “helal yaşamı” içeren bir günümüz bulunmamaktadır. Bu gerçekten hareket ederek, birçok fakih, ulema ve kardeşlerimizle yaptığımız istişare sonucunda, helal konusunda müminlere inen ilk Ayet olan Enfal suresinin 69. ayetinin bizler için çok büyük önem arz etmekte olduğunda ittifak ettik ve bu tarihi, DÜNYA HELAL GÜNÜ olarak hatırlamayı uygun gördük.

Bu Ayet-i Kerime Hicri 624, Ramazanın 17. günü, İslam ve küfrün ilk savaşı olan Bedir savaşında nazil oldu:

فَكُلُواْ مِمَّا غَنِمْتُمْ حَلاَلاً طَيِّبًا وَاتَّقُواْ اللّهَ إِنَّ اللّهَ غَفُورٌ رَّحِيمٌ

Artık elde ettiğiniz ganîmetten helâl ve tayyib olarak yiyin ve Allah’dan korkun! Şübhesiz ki Allah, Gafûr (çok bağışlayan)dır, Rahîm (çok merhamet eden)dir.

Uncategorized