Yüce Allah(cc)’a hamd, Peygamberine (sav) al ve ashabına salat u selam olsun.
Konumuza girmeden önce, konumuzun muhatabı olan, insan üzerinde biraz duralım.
İnsanı en iyi tanıtma yetkisi, şüphesiz onu yaratana ait olacağı cihetle, Allah (cc)’in ayetlerine bakalım:
“Gerçekten biz, ademoğullarını diğer hayvanlar üzerine üstün kıldık”(İsra 70)
“Gerçekten insanı en güzel bir şekilde yarattık”(Tin 4)
“O vakti hatırla ki, Rabbin meleklere “Ben yeryüzünde hükümlerimi yerine getirecek bir halife yaratacağım” demiş” (Bakara 30)
“Ey insanlar ,sizleri bir erkek ve bir dişiden yarattık. Hem de sizi soylara ve kabilelere ayırdık ki, birbirinizi tanıyasınız” (Hucurat 13)
İnsanı en güzel, en üstün vasıflı ve halife olarak yaratan Cenabı-ı Hak insanoğlunu ancak toplum halinde yaşayabilecek fıtri, ruhi ve maddi şartlar içersinde bırakmıştır. Bu sebeple sosyoloji ilmi ile uğraşanlar, insanı toplumsal bir varlık olarak tarif etmekte hiçbir beis görmemişlerdir.