Kategori: <span>Uncategorized</span>

Zaman zaman batı emperyalizmi ülkemizde de ekonomik sıkıntılara ve sarsıntılara sebep olacak spekülatif hareketleri provoke etmiştir. Bunlardan biri olan ve tozlu raflarda kalmış 1960’lı yılların “makine yağı karıştırılmış zeytinyağı skandalı”nı gündeme getirmek istiyorum.zeytun

10 Ağustos 1967 günü Evrensel Barış Şenliği konferansı olarak İstanbul Teknik Üniversitesi konferans salonunda BARIŞ VE EMPERYALİZM başlığında verilen konferansta konumuzla ilgili kısmı ibretle dikkatlerinize sunuyorum.

“Gizli eller, zeytinciliğimizi mahvetmek için son günlerde, hepimizin iyi bildiği korkunç bir oyunu sahneye koymuş bulunuyorlar. Zeytinyağlarımıza, makine yağı karıştırılmış ve bu suretle iç pazar ve dış pazarda Türk zeytinyağlarına karşı bir tiksinti uyandırılmıştır.

Kilis’den başlayarak zeytin ağaçla­rının kesilmesine müncer olacak bu gelişme yakında Türkiye’yi yağ ihtiyacını yabandan karşılayan ve Avrupa ülkelerine de zeytinyağı satamayan bir top­lum haline getirecek ve bu ortamda Birleşik Ameri­ka hem Türkiye’ye hem de Avrupa pazarına bol bol soya yağı ile pamuk yağı satma imkânına kavuşa­caktır.

Uncategorized

’’Sizden hayra çağıran, iyiliği emredip kötülüğü yasaklayan bir topluluk bulunsun. İşte onlar kurtuluşa erenlerdir.” (Al-i İmran,104)darul

Batı modernitesinin  İslam ümmetinin üzerinde oynadığı oyunlardan, yaptığı tahribatlardan eğitim –öğretim biçimimiz de payını almış bulunmaktadır. Eğitim müfredatımızdan okul mimari yapısına kadar batının örnek alınması sonucunda Müslüman olmasına rağmen İslami bilgisi zayıf, İslam’ın  emir ve  yasaklarından habersiz, Müslümanlığının  vazifeleri konusunda bilgi sahibi olmadan eğitim sürecini tamamlamış  nesiller yetiştirdik.

Gıda sanayii de maalesef, diğer sanayi kollarında olduğu gibi batının, yani müşrik düzenlerin, kontrolü ve hakimiyeti altındadır. Fabrika kuruluşundan imalat teknolojisine ve ham maddelerine varıncaya kadar her şey üzerinde bu kontrol geçerli olmaktadır.

Uncategorized

Muharrem, hicri yılın da ilk ayıdır. Savaşmanın yasak olduğu haram aylardan biridir. Allah Teala haram aylara saygı gösterilmesini istemiş ve bu aylarda savaşmanın büyük günah olduğunu bildirmiştir. hicriseneyx

“Sana haram ayı, yani onda savaşmayı soruyorlar. De ki: O ayda savaşmak büyük bir günahtır. (İnsanları) Allah yolundan çevirmek, Allah’ı inkâr etmek, Mescid-i Haram’ın ziyaretine mâni olmak ve halkını oradan çıkarmak ise Allah katında daha büyük günahtır. (…)” (Bakara, 217.)

“Ey iman edenler! Allah’ın (koyduğu din) nişanelerine, haram aya, hac kurbanına, (bu kurbanlıklara takılı) gerdanlıklara ve de Rab’lerinden bol nimet ve hoşnutluk isteyerek Kâbe’ye gelenlere sakın saygısızlık etmeyin. (…)” (Maide, 2.)

Uncategorized

Müslüman bir toplum oluşumuzun bir diğer önemli dinamiğimiz olan çoluk çocuk ailecek kurban kesme sevinç ve mutluluğumuzu da rahatımız için batı ithal malı olan “Hedonizmimiz” uğruna feda ediyoruz. Kurban kesme vecibesi olan kardeşlerimiz de bu vecibelerini birilerine havale etmekten tarafa meyil gösteriyorlar. Böyle olunca irili ufaklı dernekler, vakıflar, firmalar, hatta market zincirleri alesta, adeta yarışıyorlar. Kimi kurban fiyatının ucuzluğu ile cezbetmeye çalışıyor, kimi hemen birinci günü eve teslim 5 kg et vadediyor. Kimi dünyada en aç insanların bulunduğu yerlerde keseceğini acıklı edebiyatlar yaparak ikna etmeye çalışıyor. kurbanbayrami16x

Acaba bunların hangisi samimi, hangisi emanetine aldığı müslümanın kurbanını gerçekten yerine ulaştırıyor?. Bu dernekler ve vakıflar kurban işine bu kadar kendilerini vermeleri fi sebilillah Allah rızası için müslümana bir hizmet olsun için mi yapıyorlar, yoksa önemli bir menfaati devşirmek için mi çalışıyorlar?. Hangisi samimi, hangisi samimi değil. Doğrusu bunu araştırmadan tam bir güven sağlamadan kurbanını emanet etmek çok safdillilik olacak. Duyuyoruz anlı şanlı bazı dernekler ve vakıflar kurban için topladıkları paraları başka yerlere yatırım yapmak için kullanmışlar, emanete ihanet etmişler. Bu kurban sahipleri bilsinler ki vekalet verdikleri yerlerde kurbanlar hiç kesilmemişse veya şartlarına riayet edilmemişse kurban vecibelerini yerine getirmemiş hükmünde olacaklardır.

Uncategorized

15 Temmuz gecesi Ülkemiz milletçe bir darbe girişimiyle karşı karşıya kaldı. Milletimize ve onun seçtiği yönetime karşı güç darbeykullanılarak katliamlar yapılmış, yönetime el konulmaya çalışılmıştır. Bu ayaklanmayı tertip ederek vatana ve millete ihanet eden bu zavallıları şiddetle kınıyoruz.

Milli iradeyi yok sayarak devletin askerini, polisini ve vatandaşını karşı karşıya getirmek isteyen malum şer güçler Devletimize, Milletimize, Hükümetimize hain bir darbe girişiminde bulunmuşlardır. Seçimle işbaşına getirdiği idaresine sahip çıkan milletimizi, ülkemizin geleceğine sahip çıkan yöneticilerimizi, kahraman polisimizi ve kahraman askerimizi takdirle karşılıyor, tebrik ediyoruz. Birlik ve beraberliğimize tuzak kuranlar, başkasının maşası olarak kullanılanlar elbette yok olup gideceklerdir. Tarih onları, ülkesini satan aşağılık varlıklar olarak kaydedecektir.

Uncategorized

gizligüclerxxDr.Hüseyin Kâmi BÜYÜKÖZER

Türkiye’nin bugün geldiği bu çok kritik noktada, muhafazakâr düşünce ve siyasetin sosyal tabanını oluşturan kitleler, taşıdıkları siyasi düşünce kalıplarını yeniden gözden geçirmek ve bunu yaparlarken, öncelikle inançlarını, ana kaynakla karşılaştırmak, yaşanan tecrübeleri ve bugünün zaruretlerini dikkate almak zorundadırlar. Yeni siyasi yapılanmaların alabildiğine cirit attığı bugünlerde, böyle bir otokritiğin önemi daha bir öne çıkmaktadır.

Toplumumuz, takriben birbuçuk asır evvel Tanzimat Faciasını yaşadı. Böylece, sahip olduğu muhafazakâr düşünce zemininden uzaklaşmanın ilk adımlarını atmış oldu. O günden itibaren attığı her yeni adım, onu meşru zemininden uzaklaştırarak, günlük çıkarlarının peşinden koşan, batı hayranı, materyalist, inkârcı ve neticede köle ruhlu insanların çoğaldığı bir toplum haline getirmiştir.

Uncategorized

Rabbim Sana sonsuz şükrediyorum ki, beni bir Müslüman olarak yarattın ve büyüttün.hkbresim
Rabbim Sana sonsuz şükrediyorum ki, ailesini helal ve temiz gıdalarla beslemeye çırpınan bir baba ve bir anne verdin.
Rabbim Sana sonsuz şükrediyorum ki, bana verdiğin basiret, feraset ve azim yeteneğimle dinime sahip olmamı nasip buyurdun.
Rabbim Sana sonsuz şükrediyorum ki, hayat serüvenim boyunca farkında olmadan çok önemli bir emrin olan bir konuda istihdam olunmama doğru adım adım yönlendirdin.

Rabbim Sana sonsuz şükrediyorum ki, Halalen tayyiben emrini Müslüman kardeşlerime anlatmak için gece gündüz koşuşturma şevkini, enerjisini, azmini ve gayretini bana verdin.

Uncategorized

GEÇ OLSA DA ALLAHIN YARDIMI İLE FAŞ OLDU VE OYUN BOZULDU…türkçeolipiyat

CAN ÇEKİŞİRKEN DAHİ SAĞA SOLA MEYDAN OKUYAN  KENDİNİ BEĞENMİŞLİK İBRET VERİCİ. BU YIL TÜRKİYEDE GERÇEKLEŞTİREMEDİKLERİ  TÜRKÇE OLİMPİYATLARI ADLI, ORTA OYUNUNU, YABANCI ÜLKELERDE DEVAM ETTİRMEYE ÇALIŞIYORLAR NİSPET OLSUN DİYE. AMA BOŞUNA… İPLİKLERİ PAZARA ÇIKTI BİRKERE.  KOCAMAN BİR TÖVBE  VE İHANET ETTİKLERİNDEN KOCAMAN BİR ÖZÜR DİLEMEDEN SONRA  BELKİ AFFEDİLİRLER…AMA İHANETİN İZİ KOLAY SİLİNMEZ Kİ…

Uncategorized

EMPERYALİST BATI DESTEKLİ JÖN TÜRKLER, JÖN ARAPLAR VE JÖN KÜRTLER GÖREV BAŞINDA…zehirliyemekx

EMPERYALİST GÜÇLERİN  EN AZ YÜZ YILDAN BERİ ORTADOĞUDA  PİŞİRMEYE ÇALIŞTIĞI BİR YEMEK VAR Kİ,  BU YEMEĞİ YEMEK ZORUNDA BIRAKILAN BÖLGE ÜLKELERİ HALSİZ VE MECALSİZ KALIYOR.

ÖZERKLİK İSTEYEN KÜRTLER. YÜZ YIL ÖNCE OSMANLIYI PARÇALAYARAK ÖZERKLİK İSTEYEN TÜRKLER VE ÖZERKLİK İSTEYEN ARAPLAR NE KADAR APTALDIYSA;  BÜGÜN SİZ DE O KADAR APTALSINIZ.

Uncategorized

Tam 50 yıl önce bu sabah gibi biz de gençlik olarak bir kıyam için Ayasofyanın önünde toplanmıştık. “Zinciler kırılsın! Ayasofya açılsın!”, “Ayasofyayı müze yapan eller kırılsın”binlerce gencin hançerelerinden dökülüyordu aynen bugünkü gibi…ayasofya

50 yıl önce yine bugünkü gibi İstanbuldan ve Türkiye’nin çeşitli vilayetinden ve kasabasından gelmiş ve Ayasofyanın önüde binlerce genç  saf tutmuştuk. Rejimin emniyet ordusu da görevde idi. Gözlerine kestirdiklerinin, elebaşı olduklarını tahmin ettiklerinin sessizce yanına geliyor, kolundan tutup nezarete götürüyordu. Geri kalanların zerre kadar paniklemesi olmuyor, bilakis daha heyecanlı sloganlarına devam ediyorlardı. “Zinciler kırılsın Ayasofya açılsın” , “Ayasofyayı müze yapan eller kırılsın”….

50 yıl önceki kıyamımızı tekrar heyecanla hatırladım. Tutuklananlardan biri de bendim. Bu kıyama katılmak için çiçeği burnunda bir mühendis olarak çalıştığım Karabükten bir otobüs dolusu kardeşimle gelmiştim. Polis amcalar bu kıyamın elebaşılaından biri olarak bellemişler ki beni de nezarete götürdüler.

Uncategorized