Kategori: <span>Uncategorized</span>

“Allah Teâlâ Hazretleri hastalığı da ilacı da indirmiştir. Ve her hastalığa bir ilaç varetmiştir. Öyleyse tedavi olun. Ancak haram olan şeyle tedavi olmayın.” [Ebu Dâvud, Tıbb 11, (3874).]

Dr.Hüseyin Kâmi BÜYÜKÖZER

Batı kaynaklı dev ilaç endüstrisi Musevileri ,Vejeteryanları düşündüğü kadar Müslümanları düşünmemektedir. Bunun en önemli sebebi 2 milyar nüfusa sahip olmasına ragmen, Müslüman ümmetin bu duruma sessiz kalması. Bunun da en önemli sebebi, Müslüman ulemanın fetvası ile, yüz yıldır zaruret kavramına sığınarak müslümanların helal ilaç arama gayretinin yok edilmesi ve buna bağlı olarak Müslüman bilim adamlarının ve müteşşebislerin helal alternatifler oluşturma gayretine girmemiş olmasıdır. Dev ecnebi ilaç firmaları ise, 40 yıl önce planladıkları ‘’Daha Çok İlaç Satmak İçin Hastalıklar İcat Edelim’’ projelerini son 20 yılda gerçekleştirme imkânı buldular. Bu projelerinin en büyük tüketici pazar kitlesi ise ne yazık ki Müslüman tüketiciler olmuştur.

Hastalıklardan kurtulmak için kullandığımız kapsullü, filim tabakalı, şurup ve krem tarzındaki ilaçların içeriklerinin birçoğu Müslümanlar için haram kılınan maddelerden meydana gelebilmektedir. Sağlık sektöründe eğitim görmüş Müslüman doktor ve eczacılarımız başta olmak üzere bilim adamlarının konuya acilen sahip çıkmaları gerekmektedir. Ne yapmalı? Helal ilacı nasıl bulmalı? Müslümanlar olarak düşünmek zorunda olduğumuz en önemli konularımızdan biri olmalı. İlaç içeriklerinin İslam’a uygun olması için gerekli çalışmaları biran evvel yapmalıyız. Bu gereksinimin temininde baş sorumlu olan, Müslüman tebanın vergileri ile varlığını devam ettiren, Sağlık Bakanlığı artık bir an evvel gereğini yapmalıdır. Halen müslüman hastalara ilaç olarak sunulan preparatların yüzlercesi domuz , sığır, koyun, at, fareye, yılana kadar hayvansal katkı ve alkol içermektedir. Bu ilaçlar ya kapsulde sunuluyor, ya filim tabakalı tablet, ya şurup olarak, ya krem olarak, ya şırınga ile, veya serum ile müslümanın vucuduna giriyor. Müslümanların çocuklarına görevlilerin tehdit ederek vurmaya çalıştıkları kabakulak, kızamık, kızamıkçık, kuduz, hapatit A , pnomokok gibi aşılarda da domuz kökenli katkılar bulunmaktadır.

Uncategorized

ALMANYA, İSVİÇRE, HOLLANDA KENDİLERİNE BİÇİLEN ROLU OYNUYORLAR…

Dr. Hüseyin Kâmi BÜYÜKÖZER

Batıda kaldığımız süre içinde batıyı bütün yönleriyle yakından tanımak ve tetkik etmek imkânını bulduk. Tanıdıkça dehşete düştük. Batı şeytanla öyle güçlü ittifaklar kurmuştu ki, insanın ana rahmine düşmesinden, mezara kadar temiz ve salim kalmaması için akla hayale gelebilecek ne kadar plan ve tedbir varsa, adeta harfiyyen bunları yerine getirmeye çalışmış. Allâh (cc)’ ı ve Allâh (cc)’ ın insanlara bahşettiği Kur’an’ ın hakikatlerini inkar ettirmek yolunda asırlar boyu kafa patlatan Batının emperyalist istilası sadece askeri, siyasi ve ekonomik olmamıştır. Belki bunlardan da daha büyük ve şumüllüsü manevidir. Batı oldum olası düştüğü inkârcı ve materyalist bataklıktan kendini kurtarmak yerine bütün insanlığı aynı bataklığa düşürme içerisinde kalmayı tercih etmiştir.Bu yüzdendir ki bütün dünyaya karşı yürüttüğü istila saldırılarının temelinde, kendisinde olmadığı için, korkunç bir kıskançlığın içerisinde kaldığı, manevi değerleri yıkmak için akla hayale gelmedik entrikaları, planları olmuştur. Silahla ulaşamadığı yerlere ekonomi ile, ekonomi ile ulaşamadığı yerlere fikirle, moda ile, teknik ile girmede büyük bir başarı göstermiştir..

Uncategorized

Dr.Hüsyin Kâmi BÜYÜKÖZER

Gıda güvenliği, hiç kuşkusuz toplumun ayakta kalabilme fikrinin merkezine etki eden olarak İslam ülkelerinin bugün yüz yüze kaldığı en önemli bir sorundur.

Gıda güvenliğinin varlığından söz edebilmemiz için, tüm toplumun, bütün zamanlar boyunca, etkin ve sağlıklı bir yaşam tarzı için inancına uygun beslenme ihtiyaçlarını ve gıda tercihlerini karşılamada yeterli, güvenli ve besleyici gıdalara fiziksel ve ekonomik olarak erişebilir olması şarttır. Bu sebeple, bu sadece gıda elde edebilme sorunu değildir. Fakat aynı zamanda halkın gücünün gıdaya erişebilmesi sorunudur ki, dağıtım sistemiyle, ödeme gücü ile ilgilidir

Ulusal bağımsızlığını kazandıktan sonra birçok Müslüman ülkelerin tarım ve gıda üretimi bağımlı hale geldi. Bunlar, global pazarda, özellikle temel tarım ve gıda ürünleri açısından, dünya gıda pazarının üreticileri ve tedarikçileri olarak yer aldılar. Ancak, Batı odaklı global ekonomide, bu tarım ve gıda hammaddeleri katma değeri bakımından çok küçük veya yok denecek kadar azdı; tüketici nüfuslarını beslemek için onlar ileri işlenmiş gıda ürünleri aldıklarında, çok daha fazla para ödemek zorunda kaldılar.

Uncategorized

Bilindiği üzere, günümüzde çeşitli günlere özel anlamlar atfedilerek kutlanmaktadır. “Anneler günü”, “Babalar günü”, “Sevgililer günü”, “Dünya Gençlik günü”, “Dünya Gıda günü” bunların sadece öne çıkan birkaçı. Bizler için çok önem arzeden “helal yaşamı” içeren bir günümüz bulunmamaktadır. Bu gerçekten hareket ederek, birçok fakih, ulema ve kardeşlerimizle yaptığımız istişare sonucunda, helal konusunda müminlere inen ilk Ayet olan Enfal suresinin 69. ayetinin bizler için çok büyük önem arz etmekte olduğunda ittifak ettik ve bu tarihi, DÜNYA HELAL GÜNÜ olarak hatırlamayı uygun gördük.

Bu Ayet-i Kerime Hicri 624, Ramazanın 17. günü, İslam ve küfrün ilk savaşı olan Bedir savaşında nazil oldu:

فَكُلُواْ مِمَّا غَنِمْتُمْ حَلاَلاً طَيِّبًا وَاتَّقُواْ اللّهَ إِنَّ اللّهَ غَفُورٌ رَّحِيمٌ

Artık elde ettiğiniz ganîmetten helâl ve tayyib olarak yiyin ve Allah’dan korkun! Şübhesiz ki Allah, Gafûr (çok bağışlayan)dır, Rahîm (çok merhamet eden)dir.

Uncategorized

Kâinatta yaratılmış her varlık zerre miktar da olsa proton ve nötron çekirdeği etrafında her an haraket halinde olan elektronlardan oluşmuştur. Yani canlı olsun cansız olsun kâinattaki her zerre sukünet içerisinde hareket halinde deveran ediyor.

Yüce Mevla’mız mukaddes kitabımız Kur’anı Kerim’de seyahati yani gezmeyi emir derecesinde teşvik etmektedir. Yer yüzünün dolaşılarak, geçmiş insanların bıraktıkları eserlere bakılıp ibret alınması, yaratılışın nasıl olduğunun görülmesi için ziyaret edilmesi ve dinlenmek için gezilmesi istenmiştir.

Ayrıca İslam kültür ve medeniyet tarihi içinde gezginler için harcama kalemlerinden bir pay ayrıldığına şahit olunmaktadır. Yani tarihte geçmiş İslam ülkeleri gezginlere gezsinler diye devlet bütçesinden para ayırıyordu. Kur’an’da mealen yol oğlu ibaresinin geçtiği ayeti celilede, yolculara da zekat verilebileceği hükmü seyahatlerin rahatlıkla yapılabilmesi için emredildiği görülmektedir. Yeter ki! yapılmış olan seyahat meşru yani helal olan bir sebep ve gaye için yapılmış olsun.

Uncategorized

Yüz yıl önce Osmanlıyı yıkan yerli ve yabancı şer güçler HAYIR dedikleri için Biz de EVET DİYORUZ Milli ve Manevi hayatımızın daha garantili sağlanacağına inandığımız için Biz de EVET DİYORUZ…

Uncategorized

Çanakkale Zaferi’nin 102’nci yıldönümünü idrak ederken, İslâm dünyasının içinde bulunduğu acı tablo yürekler burkuyor. İşgal, kan, gözyaşı, yağmalamalar, işkenceler, değerlerin yok edilmesi ve yaşam tarzı dayatmaları karşısında ihtiyaç duyulan ruh, bundan 102 yıl önce, Bağdat’tan, Selanik’ten, Mekke’den, Filipinler’den, Bakü’den, Süleymaniye’den, Tunus’tan ve daha birçok İslâm diyarından gelen dedelerimizin sergiledikleri Çanakkale Ruhu’dur. Dün Çanakkale’yi geçmek isteyenler, sanki intikam alırcasına bugün Irak’ta,  Filistin’de, Afganistan’da, Suriye’de ve daha birçok İslâm diyarında, insanlık tarihine utanç damgası ile geçecek en olmadık cinayet, katliam, tecavüz ve yıkımlar sergileyip ümmete kan kusturuyorlar. Çanakkale’de sergilenen birliktelik ruhu ise, ümmetin önünde tek kurtuluş yolu olarak duruyor. Ümmet bu ruhun eksikliğini, şimdi her zamankinden daha çok hissediyor.

Bu ruhu hissedebilmek için geliniz o kutsal savaşın şehitlerinden gazilerinden yaşanmış hatıraları gtözyaşlarımızla okumaya, öğrenmeye çalışalım

Uncategorized

1972 Milli Selamet Partisinin kuruluş çalışmalarını o zamanlar siyasi yasaklı olan muhterem Erbakan Hocam, benim Kızılay Çelikkale Sokaktaki MEM Mühendislik ve müaşavirlik büromda yaptı. Tüzük hazır hale geldikten sonra aşağıda bildirdiğim kurucular kurulu ile 11 Ekim 1972’de MSP kuruluşunu tamamladı. Görüldüğü gibi 4. sırada benim ismim de yer alıyordu. Parti kuruluşu resmen ilan ediltikten sonra 1973 seçim çalışmalarına geçilirken parti programı, bilahare de 1973 Seçim Beyannamesi ile seçimlere gidilmişti. Erbakan Hocam seçimlerde milletvekili adayı olarak katıldı Ben de Antalya’dan milletvekili adayı olarak seçime katılmışdım.

44 yıl sonra bugün de yurdumun atmosferinde bir referandum vesilesi ile EVET mi? HAYIR mı? vaveylaları çınlıyor. Aklı selim düşünce için faydalı olması niyeti ile 44 yıl önce benim de katkılarımın olduğu bu konudaki çalışmayı bilginize aktarmayı faydalı gördüm.

Milli Selamet Partisi Kurucular Kurulu

1- Süleyman Arif Emre

2- Abdülkerim Doğru

3- Rasim Hancıoğlu

4- Hüseyin Kami Büyüközer

5- Abdullah Tomba 6- Sabri Özpala 7- M. Turhan Akyol 8- Halid Özgüner 9- M. Gündüz Sevilgen 10- Zühtü Öğün 11- Hüseyin Erdal 12- Hüseyin Koçak 13- Hasan Özkeçeci 14- Osman Nuri Önügören 15- Mazhar Gürgen Bayatlı 16- M. Emin Ayak 17- Mustafa Arafatoğlu 18- Mustafa Mamati 19- Abdurrahim Bezci 20- Sami Baysal

MİLLİ SELAMET PARTİSİ PROGRAMI, 1973

Uncategorized

Zaman zaman batı emperyalizmi ülkemizde de ekonomik sıkıntılara ve sarsıntılara sebep olacak spekülatif hareketleri provoke etmiştir. Bunlardan biri olan ve tozlu raflarda kalmış 1960’lı yılların “makine yağı karıştırılmış zeytinyağı skandalı”nı gündeme getirmek istiyorum.zeytun

10 Ağustos 1967 günü Evrensel Barış Şenliği konferansı olarak İstanbul Teknik Üniversitesi konferans salonunda BARIŞ VE EMPERYALİZM başlığında verilen konferansta konumuzla ilgili kısmı ibretle dikkatlerinize sunuyorum.

“Gizli eller, zeytinciliğimizi mahvetmek için son günlerde, hepimizin iyi bildiği korkunç bir oyunu sahneye koymuş bulunuyorlar. Zeytinyağlarımıza, makine yağı karıştırılmış ve bu suretle iç pazar ve dış pazarda Türk zeytinyağlarına karşı bir tiksinti uyandırılmıştır.

Kilis’den başlayarak zeytin ağaçla­rının kesilmesine müncer olacak bu gelişme yakında Türkiye’yi yağ ihtiyacını yabandan karşılayan ve Avrupa ülkelerine de zeytinyağı satamayan bir top­lum haline getirecek ve bu ortamda Birleşik Ameri­ka hem Türkiye’ye hem de Avrupa pazarına bol bol soya yağı ile pamuk yağı satma imkânına kavuşa­caktır.

Uncategorized

’’Sizden hayra çağıran, iyiliği emredip kötülüğü yasaklayan bir topluluk bulunsun. İşte onlar kurtuluşa erenlerdir.” (Al-i İmran,104)darul

Batı modernitesinin  İslam ümmetinin üzerinde oynadığı oyunlardan, yaptığı tahribatlardan eğitim –öğretim biçimimiz de payını almış bulunmaktadır. Eğitim müfredatımızdan okul mimari yapısına kadar batının örnek alınması sonucunda Müslüman olmasına rağmen İslami bilgisi zayıf, İslam’ın  emir ve  yasaklarından habersiz, Müslümanlığının  vazifeleri konusunda bilgi sahibi olmadan eğitim sürecini tamamlamış  nesiller yetiştirdik.

Gıda sanayii de maalesef, diğer sanayi kollarında olduğu gibi batının, yani müşrik düzenlerin, kontrolü ve hakimiyeti altındadır. Fabrika kuruluşundan imalat teknolojisine ve ham maddelerine varıncaya kadar her şey üzerinde bu kontrol geçerli olmaktadır.

Uncategorized