Dervişlik

ASLA NEDEN BEN? DEMEYİN!..

Meşhur Wimbledon’un ilk zenci Şampiyonu Arthur Ashe kan naklinden kaptığı AIDS’den ölüm döşeğindeydi..

Hayranlarından biri sordu.. “Tanrı böylesine kötü bir hastalık için neden seni seçti?”

Arthur Ashe cevap verdi..

“Tüm dünyada 50 milyon çocuk tenis oynamaya başlar, 5 milyonu tenis oynamayı öğrenir, 500 bini profesyonel tenisçi olur, 50 bini yarışmalara girer, 5 bini büyük turnuvalara erişir, 50’si Wimbledon’a kadar gelir, 4’ü yarı finale, 2’si finale kalır. Elimde şampiyonluk kupasını tuttuğum zaman Tanrı’ya ‘Neden ben?’ diye hiç sormadım. Şimdi sancı çekerken, Tanrı’ya nasıl ‘Neden ben?’ derim?.

Devamını Oku

Çok Vefalıydı

Hüseyin Kâmi BÜYÜKÖZER mehmedzahidhocam

Hocaefendi ile ilk tanışmamız 1965 yazına tesadüf eder. O zaman ben Karabük Demir-Çelik Fabrikası’nda mühendis olarak çalışıyordum. Bir gün İstanbul’dan beş-altı araba ile mümtaz bir cemaat geldi. Bu cemaatın içerisinde görünüşüyle, heybetiyle, nuraniliğiyle farklı bir zat intibaı veren Hocaefendimiz de bulunuyordu. Tanışmamız bu vesîle ile olmuştur.

O gelişlerinde üç gün kadar Karabük’te kaldılar. Karabük’ün yakın çevresindeki bölgelerde günlerimizi geçirdik. O günleri unutmak mümkün değil… O günlerin güzelliği, o günlerin ulvîliği daimâ hatıramda canlı bir yer tutar. İlk ders alışımız da, böyle bir gezinin nihayetinde olmuştu. O günden sonra, Hocaefendimiz’le olan ilişkilerimiz daha samimi bir hava içerisine girdi. Onun tevâzuu, onun müşfik davranışı bizi kendisine daha sıkı bağlar oldu.

Devamını Oku

Önce yoldaş, sonra yol…

Adamın biri, kötü yoldan kazandığı parayla bir inek satın almış. Sonra yaptığından pişman olmuş. İyi birşey yapmak için ineği Hacı Bektaş-ı Veli’nin dergahına bağışlamak istemiş. O zamanlar dergahlar aşevi görevi de görüyormuş. Gitmiş Hacı Bektaş-ı Veli’ye danışmış. Hacı Bektaş-ı Veli, “helal değil” diye ineği geri çevirmiş. Bunun üzerine Mevlana dergahına gitmiş. Mevlana hediyeyi kabul etmiş. Adam daha önce Hacı Bektaş-ı Veli’nin bu ineği kabul etmediğini söylemiş. Mevlana’ya bunun sebebini sormuş. Mevlana, “Biz bir karga isek, Haci Bektaş-ı Veli bir şahin gibidir. Öyle her leşe konmaz. O yüzden  biz senin hediyeni kabul ederiz. Ama o kabul etmeyebilir” demiş. Adam üşenmemiş kalkmış Hacı Bektaş-ı Veli’nin dergahına gitmiş. Hacı Bektaş-ı Veli’ye” Mevlana’nın kurbanı kabul ettiğini söylemiş. Bunun sebebini bir de siz açıklarmısınız? diye sormuş. Hacı Bektaş-ı Veli de şöyle söylemiş,”bizim gönlümüz bir su birikintisi ise Mevlana’nın gönlü okyanus gibidir”. Bu yüzden, bir damlayla bizim gönlümüz kirlenebilir. Ama onun engin gönlü kirlenmez. Onun için, hediyeni kabul etmiştir.”
Birbirlerini yermeyen, kırmayan…
Dostlarının sözlerini iyiye yoran, yücelten…
Böylesine bilge insanlar nerede şimdi?..